← Back Published on

Siyonizm'le mücadelenin tarihini Erbakan yazdı

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ekonomik kalkınma anlamında kayda değer tüm gelişmeler 54. Hükümet'in ortağı REFAHYOL imzasını taşıyordu. Yine Türkiye bünyesinde var olan dış aktörlerin varlığını ve dış güçlerin ülke iç işlerine müdahalesinin engellenmesi gerektiği hakikatini 54. Hükümet Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan haykırmıştı. Rahmetli Başbakan´ın evladı Fatih Erbakan ile Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın siyaset içerisindeki İslami mücadelesini konuştuk.

Erbakan Vakfı'nın kuruluşundan itibaren atılan adımlardan bahseder misiniz? 

Önümüzdeki Kasım ayıyla birlikte Erbakan Vakfı 3. yılını doldurmuş olacak. Bu süre zarfında ülke genelinde teşkilatlanma çalışmalarımızı yürüttük. Halen de sürdürüyoruz. Bu gün 59 ilimizde ve 300'e yakın ilçede teşkilatlarımızı kurduk. Sebebi şu, Rahmetli Erbakan hocamızın adının olduğu bir yerde teşkilatlanmanın olmaması düşünülemez. Erbakan hocamız siyasi kuruluş olsun olmasın, tüm vakıflarda, derneklerde teşkilatlanmayı gündem maddesi yapmıştır. Dolayısıyla bizde Erbakan hocamızın Milli Görüş fikriyatını insanlara ulaştırmak için, çözüm önerilerini etkili şekilde hatırlatmak için teşkilatlanma faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Erbakan hocamızı anma ve anlama programlarımızı sürdürüyoruz. Her sene 20'nin üzerinde merkezde Türkiye'de ve Avrupa'da gerçekleştiriyoruz. Bu sene İstanbul'da İstanbul Kongre Merkezi'nde 4 bin kişinin katılımı ile muazzam bir program gerçekleştirdik. Avrupa'da da Berlin'de anma programımız gerçekleşti. Kurulduğumuzdan bu yana 'Yeniden Büyük Türkiye' ve 'Yeni Bir Dünya' konferanslarımızı üniversitelerde gerçekleştiriyoruz. Atılması gereken ekonomik ve siyasi çözümleri dile getiriyoruz. Bu konferanslardan birini Konya'da gerçekleştirmiş olduk. Bunun da mutluluğu var. Ayrıca İlim Meclisi çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Prof. Dr. Arif Ersoy hocamızın başkanlığını yaptığı İlim Meclisi'nde Milli Görüş'ün temel projelerini ve çözüm önerilerini aslına sadık kalarak insanlığa duyurmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.



Erbakan Vakfı olarak, Kıbrıs konusunu gündeminizden düşürmediniz. Kıbrıs hadisesinin sizin için dün gibi taze olmasının sebepleri nelerdir? 

'Kıbrıs Davası', Erbakan hocamızla anılan bir davadır. Bizim milli davamızdır. Kıbrıs'ta Türk Cumhuriyeti'nin varlığını devam ettirmesi bizim için son derece önemlidir. Şehit kanı ile alınan Kıbrıs'ın korunması yaşatılması son derece önemlidir. Bu sebeple İstanbul, Ankara, Trabzon ve Lefkoşa'da Kıbrıs Sempozyumları gerçekleştirdik. Bu sempozyumlara Kıbrıs'tan Serdar Denktaş, Eski KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve çok sayıda akademisyen, milletvekilinin katılımı ile Kıbrıs'ın bağımsızlığının muhafaza edilmesi, adadaki Türk askerinin varlığının devam etmesi ayrıca Avrupa Birliği gibi hedefler uğruna buralara dayatılan 'Annan Planı' gibi planların kabul edilmemesi yönünde sempozyumlarda görüşler beyan edildi.



'ERBAKAN HOCAMIZIN DEYİMİYLE "DÜNYA VE AHRET SAADETİNE EREBİLMESİ İÇİN" ANCAK SİYASET YOLUYLA BİR SONUÇ ALINABİLİR' 

Çok sayıda Milli Görüş sevdalısı sizin aktif siyasette bulunmanızı istiyor. Siz ise bir Sivil Toplum Kuruluşu lideri olarak, kendinizi siyasetle nasıl ilişkilendiriyorsunuz? Siyasi arenaya adım atmayı düşünüyor musunuz?

İnsanlığın kurtuluşu, İslam Âlemi'nin kurtuluşu için çalışmak bizler için bir vecibedir. İnsanlığın kurtuluşunu sağlamak, maddi ve manevi sıkıntılarından onları kurtarmak, siyasi, ekonomik, sosyal ve hukuki alanda gereken kararların alınmasıyla mümkündür. Bu kararların sunulması ve alınması için de yetkili mercilerde bulunmanız gerekir. Bunun olması da ancak siyasetten geçer. Dolayısıyla insanlığın, İslam Âlemi'nin kurtarılması daha müreffeh, rahat bir hayat sürmesi ve Erbakan hocamızın deyimiyle "dünya ve ahret saadetine erebilmesi için" ancak siyaset yoluyla bir sonuç alınabilir. Bizim bu temel hedeflere sahip kimseler olarak siyasetin dışında durabilmemiz düşünülemez. Her zaman dua ediyoruz. İstişare ediyoruz. Sonuç olarak, bizlere ne zaman ihtiyaç olursa, ne zaman kolları sıvamamız gerekirse o zaman milletimize İslam'a ve insanlığa daha etkili hizmetler etmek isteriz. Zamanını Cenabı Allah bilir. En hayırlı zamanda en hayırlı kararları almayı nasip etsin. Şu anda vakfımız çatısı altında hem kadrolarımızı oluşturuyoruz. İnsan yetiştirmeye ağırlık veriyoruz. Eğitimlerimizi gerçekleştirip, ilmi ve kültürel açıdan kendimizi geliştiriyoruz. Böylece bir alt yapı hazırlığını sürdürüyoruz. 

Türkiye'nin hocası, İslam Dünyası'nın lideri olarak anılmış bir insan olarak rahmetli babanız sorulduğunda sizin aklınızda neler canlanıyor? Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın portresi sizin için neyi özetliyor? 

Bu tip sorulara cevabım, azim, kararlılık ve dirayet oluyor. Rahmetli hocamız, hayatı boyunca her alanda bunun en güzel örneğini vermiştir. 1956'da Gümüş Motor fabrikasının kurulmasında öncülük etmiştir. O dönem için 30 yaşında genç bir insan olarak, 'bu ülkede toplu iğne bile üretilemez' denildiği bir zamanda, yüzün üzerinde ortağı bir araya getirip, ülkenin o şartlarında yılda 5 bin dizel motor üreten bir fabrikanın kurulması ve 30 yaşında bir insanın bunu yapması takdire şayan bir olaydır. Kararlılığın, azmin ve dirayetin en güzel göstergesidir. Bunun üzerinde çok düşünmek gerekiyor. Gene 70'li yıllarda Milli Selamet Partisi olarak, iktidar ortağı olduğu dönemde, ağır sanayi hamlesinde 1 senede 200 sanayi tesisinin temele atılması 70'inin de hizmete sokulması, bugünün şartlarında insanlar yıl içerisinde bir apartmanı bitirebiliyorken, ağır sanayi tesislerinin temelleri muazzam bir kararlılık örneğidir. Konya'da 1969'da girdiği ilk seçimde 3 milletvekili çıkarmaya yetecek oyu tek başına alması ve Bağımsız Milletvekili seçilmesi gerçektende azmin en güzel göstergesidir.



'ERBAKAN HOCAMIZIN SÖYLEMİYLE 'MİLLETİ İBRAHİM'İN GÖRÜŞÜ' OLAN MİLLİ GÖRÜŞ'ÜN İLK DEFA PARLAMENTOYA TAŞINMASI 1969'DA KONYA'DAN SAĞLANMIŞTIR' 

Konyalılar için çok manalı bir algı vardır. Konya denildiğinde akla Necmettin Erbakan gelmekte, size Konya denildiğinde aklınıza neler geliyor? Konya ile olan gönül bağınızı aktarır mısınız? 

Öncelikle 1969'daki milletvekili seçimleri aklımızda canlanıyor. Milli Görüş'ün Erbakan hocamızın söylemiyle 'Milleti İbrahim'in Görüşü' olan Milli Görüş'ün ilk defa parlamentoya taşınması 1969'da Konya'dan sağlanmıştır. Milli Görüş'ün siyasi alandaki ilk resmi boy gösterişi ve ilk başarısı Konya'da gerçekleşmiştir. Bu sebeple de bütün hayatımızı ruhumuzu ve benliğimizi kaplayan Milli Görüş Davası'nın ilk adımının atıldığı yer olması Konya'yı kalbimizde çok özel bir yere taşıyor. Ayrıca eşimin ailesinin Konya'nın yerlisi olması ile Konyalı olmuş olduk. Konyalılarla Milli Görüş bağı ile birlikte akrabalık ve hemşerilik bağımız da oluşmuş oldu.


'Meşhur' 28 Şubat Milli Güvenlik Kurulu'nun ardından rahmetli Prof. Dr. Erbakan'ın gazetelerde bir fotoğrafı yayınlanmış birtakım algılar üzerinden iddialar ortaya atılmıştı. Dönemle ilgili aklınızda kalanlara değinir misiniz? 

Oradaki önemli hususu unutmamak gerekiyor. Rahmetli hocamız canlı yayınlarda ifade etmişti. MGK'da askeri kanadın imzalanmak üzere ortaya koyduğu ve baskı yaptığı maddeler, aslında Amerikan Dış İşleri Bakanlığı'nda Amerikan Başkanı'nın Yahudi danışmanı Mc Cowski'nin başkanlığında yapılan toplantılarda alınan kararlarla aynı olduğunu dolayısıyla Dünya Siyonizmi'nin Mc Cowski'yi bu konuda görevlendirdiğini, onun da 54. Hükümeti bozmak için planlar ve kararlar aldıklarının bu kararların 28 Şubat MGK toplantısında Erbakan hocamıza imzalaması için konulan maddelerle aynı olduğunu gördüğünü ifade etmişti. Orada Erbakan hocamızın mücadele ettiği asıl güç, Dünya Siyonizmi idi. Bu mücadelenin sebebi de hocanın İslam Birliği için çalışması, İran'la Irak'la ilişkileri geliştirmiş olması, denk bütçeyi gerçekleştirip Cumhuriyet tarihinde ilk defa borç faizi ödemekten, sömürülmekten Türkiye'yi kurtarmış olmasaydı. Anadolu'daki Amerikan askerleri 'Çekiç Gücü' Anadolu'dan atmış olmasıydı. Dolayısıyla Erbakan hocamızın döktüğü terler, verdiği mücadele ve gösterdiği direniş, Dünya Siyonizmi'ne ve Emperyalizme karşı, müstekbirlere ve zalimlere karşı ortaya konulmuş bir duruştur. Bu unsurlar her zaman olduğu gibi o günde maşalar kullandılar taşeronları aracı kıldılar. İnşallah Cenabı Allah milletimize feraset ve şuur versin. Siyonizm'in oyununu bozabilmeyi nasip etsin.